Cengiz Aytmatov - Elvida gulsari
Daha önce Jhack London’un “Beyaz Diş” adlı romanını okudum. Bu romanda bir kurt köpeğinin bakış açısından insanoğlunun acımasız dünyası anlatılmış.
Gülsarıda da bir at ve sahibinin zavallılaştırılan yaşamları üzerinden; baskıcı, özgürlüğün olmadığı, fikir denen hazineden herkesin bihaber olduğu, tek tip, köleci, pastayı ve kaymağı azınlıkta olan uyanıkların paylaştığı, hislerin: “duygunun-sevginin-saygının” rafa kaldırıldığı, demokrasiden çok uzak ve 1984’teki gibi “büyük birader” tek partili olan komünist rejim anlatılmıştır.
Beni derinden etkileyen taraf: yüz yıllar boyunca siyasi, ekonomik ve sosyokültürel yapıda dünyaya yön veren ve özgürlüğünden taviz vermekten ise ölmeyi tercih eden bir milletin parçaları “Kırgız, Kazak, Türkmenistan, Tacikistan, Azerbaycan” nasıl olur da özgürlüğü, insanlığı yok sayan komünizmi bir yaşam şekli olarak görürler?
Romanı okurken kendimi olayların içinde yaşıyormuş gibi hissettim. Aytmatov’un zengin ve akıcı üslubunun geniş ovalarında at koşturmaktan heyecan duydum.